DİYARBAKIR OKUMA KULÜBÜ YENİ ÜYELERİNİ ARIYOR

Beş yıldır nitelikli edebiyat metinlerini okuyan, tartışan, üreten ve paylaşan bir okuma kulübüyüz. Ortadoğu Edebiyatı seçkisi bağlamında, aşağıdaki kitapları belirtilen tarihlerde okuyacağız. Nitelikli edebiyattan haz alan, düşünen, okuyan ve edebiyatın herhangi bir türünde üretmek isteyen herkese kapımız açıktır.

Fantastik Edebiyatı bağlamında,
1-Fantastik-Tzevatan Todorov-Metis ----------------06.12.2013 saat 18.00’de

Ortadoğu Edebiyat seçkisi bağlamında,

1- Amin maalof: Doğunun limanları, YKY ---------- 20.12.2013
2- Mahmut Derviş: Şiirleri (Filistin) Unutulanı anmak. Avesta---------- 03.01.2014
3- Sohrab Sepehri : Şiirleri (İran)-Merdiven ---------- 17.01.2014
4- Cafer Modarres Sadeghi-Ben Sabaha Kadar Uyanığım(îran)-Metis---------- 14.02.2014
5- Edgar Keret: Kapı Birden Vuruldu (İsrail)---------- 28.02.2014
6- Adonis: ayna ve düş (avesta)- New york’ ta Bir Mezar (Suriye) cem)----------14.03.2014
7- Haşim Hüsrevşahi: Ölümü Gözlerinden Gördüm. Arkadaş.----------28.03.2014
8- Jamal Mahjoub :Raşid’in Dürbünü- (Sudan)-Yky----------11.04.2014
9- Eşkol Nevo :Dört Ev Hep Hasret-, can----------25.04.2014
10- Halil Cibran: Ermişin Bahçesi (Lübnan) -Anahtar----------09.05.2014
11- Qulemhüseyin Seadi: Korku ve Titreme (İran)-Avesta----------23.05.2014
12- Baha Tahir: Sürgünde Gün Batımı (İran) -doğan kitap----------23.05.2014
13- Salim Berakat: Demir Çekirge (Suriye) - Aram yayınları----------06.06.2014
14- Fawaz Husen: Amidabad (Suriye) – Avesta---------- 20.06.2014

Yeni okuma listemiz belirlendi...

Diyarbakır Okuma Kulübü olarak 16 Aralık 2011 tarihinde yaptığımız toplantıda önümüzdeki dönemde okumak üzere aşağıdaki kitapları belirledik. Kitaplar, aşağıda yazılan sıralamaya göre okunacaktır.

1 - Dava - Franz Kafka
2 - Narziss ve Goldmund - Herman Hesse
3 - Cebelavi Sokağı'nın Çocukları - Necib Mahfuz
4 - Kuzeye Göç Mevsimi - Tayeb Salih
5 - Mülksüzler - Ursula K. Le Guin
6 - A.B.D. 42. Enlem - John Dos Passos
7 - Sebastian Knight'ın Gerçek Yaşamı - Vladimir Nabokov
8 - Portnoy'un Feryadı - Philiph Roth
9 - Beş Paralık Roman - Bertolt Brecht
10 - Godot'yu Beklerken - Samuel Beckett
11 - Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu - İtalo Calvino

"Jar" Adlı Kitaba Dair...

Tahir ÜRPER

Jar, Kemal VAROL

Issız bir kasabanın ortasında yaşayan insanların hikâyelerini anlatmak, yaratıcı yazar olmayı seven yazarların işi olması beklenir. Birde düşle beslenilmiş hikâyelerin peşi sıra anlatma derdi de varsa, o zaman sıçratır her yere mürekkebini yazar.

Anayurt Oteli'ne Dair...

Tahir ÜRPER

Anayurt Oteli, Yusuf Atılgan

Kendini yalnızlığa mahkûm etmiş bir adamın, havasız kasvetli bir otelin içinde kendi iç dünyasıyla baş başa kalma acısını, kahrını ve çaresizliğini dışa vurma hikâyesini insanın yüzüne çarpması, doğrusunu isterseniz karamsar bir hava dağıtır içimize.

İkiye Bölünen Vikont

Tahir ÜRPER

İkiye Bölünen Vikont, I.Calvino

“Bazen insan kendini eksik sanır, oysa sadece gençtir.”

İnsanın her zaman hayatın başka tatlarını tatma özlemi içinde olduğunu varsayarsak, kendine masallar anlatan bir çocuğun; yarattığı masum bir masalın kahramanı olabilme mücadelesini gösterebileceğini unutmamak lazım.

Bulantı

Tahir ÜRPER

Bulantı, J.P. Sartre

“Yalnızdım, ama bir kente yürüyen ordu gibiydim.”*

Bazı eleştirmenler Sartre’nin Bulantı romanının kahramanı Antoine Roquentin’in hastalıklı bir karakter olduğunu belirtirler. Değerlerin altüst olduğu o dönemin Avrupası’nda Nazi faşizminin karabulutlarının altında düşünme yetisini kaybetmemek elde değildir. Milyonlarca insanın gözünü kırpmadan ölüme gitmesi karşısında hangi vicdan sağlam durur, hangi kişilik bu durum karşısında benliğini koruyarak durur ki. Yıkım, kaosla birlikte gelir, sonrasında yalnızlık. Hayallerin süslü gecelerine dalmak; başta umut getirir. Benim ırkım dünyaya üstün gelsin, benim devletim cihana egemen olsun ihtirasların sonu hep virane olmuştur. Yaratılan bir şey de yoktur.

"Kırmızı ve Siyah" Üzerine Bir İnceleme

Tahir ÜRPER

Stendhal, Kırmızı ve Siyah

Stendhal’ ın Kırmızı ve Siyah romanında baş karakter olan Julien, bir mağaraya çıkar ve orada gece geç saatlere kadar kalır. Gecenin sessizliği dinginliği onu, karanlıkta yanan bir ışığın tüm çevresini aydınlatma umuduna kaptırır. Bulunduğu dağın yüksekliğinden Fransa’nın zengin kentlerine bakması, tutkunun yolculuğuna başlama işareti ve isteğidir aslında.